16 Eylül 2016 Cuma

Bendeniz

Ön not:Önceki bloğumu çeşitli nedenlerden dolayı artık kullanmayacağım.  Burdan devam edeceğim gün gettikçe bloğum güzelleşecek değişecek ama şimdilik ben buyum.

Herkesin düşünceleri vardır. Hayalleri, umutları… Bende de 
bunlardan birkaç tane var. Çok ergence olacak biliyorum ama en büyük hayalim doğru kişiyi bulmak. Bundan sonra da sırayla şunlar geliyor:
1)Gerçek bir arkadaşım olsun istiyorum her şeyimi anlatabileceğim ve onun anlatabileceği.
2)Gelecekte mutlu olmak istiyorum.
     Etrafımdakilerin sevgilileri var benim yok. Onlar canları sıkılınca o kafe benim şu avm senin dolaşıyorlar ben değil. Paralarını ona buna harcıyorlar ben yapamıyorum. Oje sürüp makyaj yapıyorlar ben yapamıyorum. Erkeklerin kız, kızların erkek kankileri var benim yok. Hatta benim kankim bile yok. Ben onlar gibi değilim, olamam. Olmak da istemiyorum. Birsürü şeyim daha yok ama onlardan farkım var var: Ben depresyona girmiyorum. Aklımı sevgili yapmakla bozmadım. O da zamanla olur elbet.
Yazacaklarım kalmadı. Aslında yazmak istediğim çok şey var ama yazamıyorum .Kafam çok karışık.

1 yorum:

  1. merhabalar, iyi bloglamalar. çok sevdiğim bir yazardan alıntı yapmak istiyorum.

    " dün markete gittim, alacağımı alıp kasada kuyruğa girdim. benim elimde sadece tek bir kalem mal var. hiç tenezzül edip, önümdekilere "şunu geçirebilir miyim?" falan demedim. ona buna yüz suyu dökmektense, dimdik durup sıramı paşa paşa beklemek bana daha hoş geliyor.

    ama ne oldu dersiniz? ben hiç talep etmediğim hatta buna niyetim bile olmadığı halde, kasiyer "gelin önce sizinkini geçireyim" dedi. önümdeki müşteriler de destek verdiler. ben tek kelime etme ihtiyacı duymadan, mağrur bir şekilde ödememi yapıp, çekip gittim.

    bir başka örnek ise bir zamanlar seyrettiğim cube adlı filmin ana temasını oluşturuyor...orada en akıllı ve becerikliler en erken ölüyorlardı. çünkü egoları şişkin olduğundan, gereksiz risk alıyorlar ve çabucak gidiveriyorlardı. evrenin düzenine saygısızlıklarının cezası idi bu. en sonda kurtulan, teşebbüs gücünden yoksun, hafiften geri zekalı diyebileceğimiz bir tipti.

    yani demem o ki, başarının anahtarı tevazu içinde "beklemektir". ancak beklemekten kasıt durakta otobüs beklemek değildir elbet. güçlü bir niyet, yöneliş, teveccüh ile beklemek. bunun en iyi örneği, kedinin fare deliği önündeki bekleyişidir. pür dikkat, tetikte ama pasif...

    sonuç?

    boşuna debelenip durma. nasipse gelir çin'den yemen'den.
    ne gerek var bunca lüzumsuz gürültü patırtıya? sen tetikte ol yeter."

    sanırsam aradığın cevaplar yukarıda olsa gerek. ek olarak şöyle bir video var izlemeni tavsiye ederim; https://www.youtube.com/watch?v=__yTofXY-Kg

    söyleyeceklerim bu kadar. gelecekte bende mutlu olmak istiyorum :)) sağlıcakla kal.

    YanıtlaSil